Allahı Sevmek

Nasıl   bir yerdi dünya ; ne işimiz vardı burda eğer burdaysak bir nedeni olmalıydı , olduğumuz her yerin bir nedeni olduğu gibi ....

Seni, beni, onu ve diğerini yaratan bir güç vardı , herkeze aynı yüzü verip farklı ifadeler yaratan bir güç, herkeze aynı gözü verip farklı bakış yaratan bir güç... 

Dünyada ki işimiz Allahı sevmekti... O bilinmek istedi bizi yarattı ve sevgi ne büyük bir lütuftu... Hani seni dünyaya getiren Annene duyduğun sevgi, babana duyduğun sevgi herşeyden öte bir Annenin evladına olan sevgisi ve bütün bunların bir imtihan olduğu ve bütün bu sevgilerden vazgeçip sadece seni yaratana duyduğun sevgi olmalıydı hayatın anlamı.... Evet herkezi seveceksin ne demiş mevlana 

Yaratılanı severim yaratan da ötürü ....

Allahı sevmek kimseyi sevmemek anlamına gelmiyor...

Allahı sevmek dünyada tattığın bütün sevgilerin üstünde bir sevgiyi bulmak anlamına geliyor...

Herşeyden gözünü kırpmadan vazgeçebileceğin anlamına geliyor... 

Sana Anneni sevdiren kim ?

Sana evladını sevdiren kim ?

Sana sevgilini sevdiren kim ?

Sana arkadaşlarını sevdiren kim ?

Sana bütün bu sevgileri verenin bunların daha üstünde bir sevgiyi yaratmaya gücü yetmeyecek mi ?

Sana bir kitap yollayıp bak ben burdayım beni bul sana şah damarından daha yakınım demedi mi?

Gaybı ancak bilen o seni yaratıp sana hiç haketmediğin bir cenneti hediye etmedi mi ? Sadece seni ödüllendirmek için yaratmış gibi seni değil mi ?

Oysa secde ne güzel bir yerdi ? Herşeyin uzağında sadece onun yanında .... 

Anlamak bu kadar zor olmamalıydı ; inanmak aptallık değildi ama insanoğlu , unuttu yaratıldığını unutturdu şeytan....

Şeytan ademe yönelerek secde etmediği için Allah onu cennetinden kovdu ; ademe büyüklük tasladı diye şimdi insan nasıl oluyorda Allaha büyüklük taslıyor ...

Şeytanın ademe yaptığı ile 
İnsanın Allaha yaptığı arasındaki benzerliğin farkındamısın.... 

İnan bu dünyadaki herşey bir oyun, yalan bir zilzal ile yıkılır en büyük han... 
Bir sela sonun oluverir .... İstersen 400 sene yaşa sefa sür...

Ahireti sevmek bu dünyayı ziyan etmek anlamına gelmiyor ki hem...

وِمِنْهُم مَّن يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Ve minhum men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ haseneten ve fîl âhirati haseneten ve kınâ azâben nâr(nâri).

Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.

Sanırım yukarıdaki ayettende anlaşılıyordur... ahirett için birşeyler yapmanın dünyadan vazgeçmek anlamına gelmediği ... Vazgeçilmesi gerekn şey dünyanın oyuncakları.... 

İnsan bebekti ; oyuncak evleri arabaları vardı.
İnsan büyüdü: arabalar büyüdü, evler büyüdü... 
İnsan put' a tapar gibi betona tapar oldu... 

Cennette ırmaklar bekler,
Cennette dünyadakilere benzer niğmetler 
Cennette dünyada içki içmeyenleri bekleyen sarhoş etmeyen şarap bekler... 
Aslında duyarsan cennet seni bekler...

Cehennem kötü 
Cehhenem Şehvet, hırs, kibir, inkar, yalan , sapılklık götürür seni beni...

Hani bazı insanlar vardır karşınıza çıkar pat diye der ki ;
İyide bu benim inancım sanane ! 
Allahla benim aram da sanane ! 

Düşünelim şimdi;

Gözleri iyi görmeyen, yaşlılıktan yürüyemeyen bir teyze karşıya geçmek istiyor onun için insan yüreğinde insanlık taşıyan biri tutupta onu arabaların önüne atıvermez değil mi ? onu bekler, yol gösterir, doğru yere götürür bu işte böyledir işte ... Doğruyu bilip göstermemek ekmeğini paylaşmamak gibidir....
Allah hepimizin kalbini sevgisiyle doldurması dileğiyle.....